Nedir sevmek, nedir ölçüsü sevmenin . Somut olarak bi sınır koyulamaz belki ama herşeyde olduğu gibi bununda bi sınırı olmalı . Tabi karşılıklı olmaması durumunda geçerli bu . Eğer birbirini seven bi çift varsa sınırı olmamalı bu sevginin . Birbirleri için herşeyi feda etmeleri gerekir . Öyle büyük olmalı ki bu sevgi öyle önlerine çıkan üç beş engelle bitmemeli aksine daha çok kitlenmeli birbirine yıkıp geçmeli bütün engelleri . Gün geçtikçe azalmak yerine daha çok artmalı katlanmalı. Her geçen gün sevmek için daha başka özellikleri bulmalı karşındakinin. En baştada dediğim gibi karşılıklı
olunca olmalı bunlar.
Gelelim asıl çıkmaza , kördüğüme , yarardan çok zararı olan sevgiye. Birine aşık olmucaksın körü körüne bağlanmıcaksın , kaptırmıcaksın kendini ortada hiç birşey yoksa. Sana etrafındakilerden daha az değer veren birisi için kapatmıcaksın kendini senelerce. Her gece uyumadan önce tok karnına düşünmüceksin saatlerce. Çünkü bu sevginin yan etkilerini söylemiyor kimse sana. İlk başta güzel geliyor , keyif veriyor insana onu her gördüğünde etrafında olduğu sürece ona bakmak , onu izlemek , onu dinlemek o kadar keyif veriyor ki insana gerçek yüzünü göstermiyor örtüyor bu rüyalar üstünü . Tamam diosun aradığım bu her geçen gün daha çok kaptırıyorsun kendini dün onunla geçirdiğin zaman ertesi gün yetmiyor daha çok işliyor içine , bi nevi bağımlılık gibi .
Sonra araya mesafeler giriyor. Artık göremez duyamaz oluyorsun ya işte o zaman farkına varıyorsun bazı şeylerin . Yokluğu ne kadar artarsa o kadar çok arıyorsun onu . İşte bağımlılığa benzetmemin sebebi bu . Ona sahipken anlamıyorsun her gün dozu arttırıyorsun . Kendini onda buluyorsun . O yokken ben bi hiçmişim diosun. Gün geliyor bi şekilde yollarınız ayrılıyor çevrenizden uzaklaşıyor . O zaman üzerinizde bıraktığı hasar ortaya çıkıyor. Giderken tek başına değil sizden de bişeyler götürüyor. Belki o farkında bile değil sizi eksik bıraktığını . Aslında o birşey yapmıyor , kendi ellerimizle veriyoruz ona hayallerimizi eski neşemizi . Artık hayaller bizim olmuyor. Bütün hayaller ona odaklanıyor. Yaşantın değişiyor sürekli aklına geliyor arıyorsun açmıyor yazıyorsun cevap vermiyor , bi kademe daha batıyorsun . Ona ulaşmak için tırmandıkça daha derine düşüyorsun. Bi yerden sonra o kadar birikiyor ki içinde en ufak bi görüşme fırsatı yakalasan döküyorsun içindeki birikmişleri . Yavaş yavaş boğuyosun karşındakini . Zaten sana uzak olan kişi dahada uzaklaşıyor . Karanlık bir çıkmaza giriyorsun . Ona ulaşsan ayrı dert ulaşmaswan ayrı dert oluyor . İstiyorsun ki hep benimle konuşsun ama kendinide onuda daha çok kaybediyorsun.
Yani anlayacağınız sevmeyeceksiniz kimseyi size değer vermediği sürece. Bunun hiçbirşeye faydası olmuyor . Yıllarınız heba oluyor bir hiç uğruna . Sonradan varıyorsunuz tehlikenin farkına . Senelerdir kendinizi adadınız kişiyi kaybedeceğinizi anlıyorsun . Sonsuza dek yalnız olmayacak çünkü . Birisi girecek hayatına alacak götürecek mutlu bi aile kuracak . Yıllardır hayalini kurduğunuz hayatı başkasının sahip olacağını anlayınca korkmaya başlıyor insan . Ve o soru geliyor aklına '' Artık ne yapıcam ben ''. O yüzden diyorum ya sevmeyin kardeşim size gram değer vermeyen birisini sevmeyin köpekler gibi . Sonradan çıkamıyorsunuz o bataklıktan her yanınızı sarmış oluyor...
12 Temmuz 2015 Pazar
5 Temmuz 2015 Pazar
Bazen rüyayı , yaşamaya tercih edersin ya...
Sıradan bir gündü. Diğer günlerden hiçbir farkı yoktu. Ara ara aklıma gelmeleri . Yoldan geçen arabalardaki şarkıları duyunca kendisini hatırlatması filan herşey aynıydı. Bir gün daha yine böyle bitmişti. Eve geldim yatıcaktım . Gözlerimi kapar kapamaz yine onlu hayaller kurmaya başladım her gece olduğu gibi . Yavaş yavaş uykuya daldım . Rüyamda söz de onunla aynı evdeyiz ama farklı odalarda ve göremiyorum hiç bi şekilde onu . Neyse bişiler oluyor saçma sapan bi iki olay yaşanıyor . Daha sonra yanıma geliyor 'evet' diyor. Neye evet dedin diyorum 'seviyorum seni diyor' . Öyle bir mutlu oluyorum ki rüyamda resmen havalara uçuyorum . Sımsıkı sarılıyorum ona sakın bidaha bırakıp gitmesin diye. Öpüyorum yanaklarından gözlerinden alnından . Öyle bir seviyorum ki öyle bir mutlu oluyorum ki bırakmıyorum hiç , beş dakika bile ayırmıyorum yanımdan . Sürekli elini tutuyorum . Sürekli gözlerine bakıyorum artık sen benimsin bende seninim dermiş gibi. Derler ya rüyalarda acı , üzüntü vs gibi duygular yaşanmaz diye , halt etmişler. Ben resmen yaşadım onu . Gerçekte olsa okadar sevinecekmişim gibi. Doyamıyordum ona sarılıyordum sürekli ona bakarak geziyordum. Hava atıyordum diğer insanlara siz bukadar mutlu olamazsınız diye.
Daha sonra uyandım gözlerimi açtım o sıradan , mutsuz , eskisinden hiçbişey değişmemiş halime. Tekrardan uyumayı denedim . Aynı rüyaya dalmayı , kaldığım yerden devam etmek için. Tabiki başaramadım . Rüyada bile olsa doyamadan ona uyandım . İşte o zaman dedimki kendi kendime önüme seçenek olarak koysalar rüyada dahi olsa bundan sonra onunla geçirmeyi seçerdim . Rüyası bile bu kadar güzel iken gerçekte bu kadar büyük bir mutluluk olmaz açıklanamaz benim bünyem bunu kaldırmaz...
Daha sonra uyandım gözlerimi açtım o sıradan , mutsuz , eskisinden hiçbişey değişmemiş halime. Tekrardan uyumayı denedim . Aynı rüyaya dalmayı , kaldığım yerden devam etmek için. Tabiki başaramadım . Rüyada bile olsa doyamadan ona uyandım . İşte o zaman dedimki kendi kendime önüme seçenek olarak koysalar rüyada dahi olsa bundan sonra onunla geçirmeyi seçerdim . Rüyası bile bu kadar güzel iken gerçekte bu kadar büyük bir mutluluk olmaz açıklanamaz benim bünyem bunu kaldırmaz...
28 Haziran 2015 Pazar
Körü körüne sevmek...
Siz hiç sevdinizmi birini körü körüne , ben sevdim . Hiç bir şekilde umut vermemesine rağmen sevdim yıllarca. Her fotoğrafına bakışımda her sesini duyuşumda daha çok aşık oldum ona beni defalarca reddetmesine rağmen. Bana verdiği herhangi bir tepki iyi yada kötü farketmeden içime kadar işleyip kalbimin derinliklerinde buluyordu yerini başka kimsenin girmesine izin vermeden.
Ben ona her aşık oluşumda o kadar nefret etti belkide benden . Anlayamadı benim sevgimi fazla geldi ona . Bi zaman sonra sıkmaya boğmaya başladı . Ne yaparsam yapayım hiç onu kendime çekemedim hep uzaklaştı benden . Ettiğim tüm fedakarlıklara rağmen.
Ama almıyor işte bu kahrolasıca aklım benim onunla olamayacağımı. Unutamıyorum çıkaramıyorum onu aklımdan . Bana ne yaparsa yapsın ne söylerse söylesin silinmiyor gözleri hafızamdan. Katlanıyor gittikçe içimde aşkı. Artık öyle bir yer kaplamaya başladıki kalbimde kendi hayatıma yer kalmamaya başladı . Santim santim itiyordu beni içimden . Buraların tamamı benim dermişçesine. Ayrı kalmak aylarca, görmemek , konuşmamak , hiçbir şey onun önüne geçemiyordu. Ne mesafeler nede başka birileri.
Bilmiyorum daha ne kadar sürücek bu böyle . Daha ne kadar kovabilicek beni içimden . Daha ne kadar girebilicek kendisi kalbime. Yavaşça bütün hayatım onun olmaya başladı bile. Herkes te onu görüyorum her şarkıda geliveriyor aklıma .Her sigaranın her dublenin başında da sonundada o giriyor hayallerime başka kimseye yer vermiyor. Aklıma geldiği kadar rüyalarıma gelse keşke . En azından orda mutlu olabiliyoruz...
Ben ona her aşık oluşumda o kadar nefret etti belkide benden . Anlayamadı benim sevgimi fazla geldi ona . Bi zaman sonra sıkmaya boğmaya başladı . Ne yaparsam yapayım hiç onu kendime çekemedim hep uzaklaştı benden . Ettiğim tüm fedakarlıklara rağmen.
Ama almıyor işte bu kahrolasıca aklım benim onunla olamayacağımı. Unutamıyorum çıkaramıyorum onu aklımdan . Bana ne yaparsa yapsın ne söylerse söylesin silinmiyor gözleri hafızamdan. Katlanıyor gittikçe içimde aşkı. Artık öyle bir yer kaplamaya başladıki kalbimde kendi hayatıma yer kalmamaya başladı . Santim santim itiyordu beni içimden . Buraların tamamı benim dermişçesine. Ayrı kalmak aylarca, görmemek , konuşmamak , hiçbir şey onun önüne geçemiyordu. Ne mesafeler nede başka birileri.
Bilmiyorum daha ne kadar sürücek bu böyle . Daha ne kadar kovabilicek beni içimden . Daha ne kadar girebilicek kendisi kalbime. Yavaşça bütün hayatım onun olmaya başladı bile. Herkes te onu görüyorum her şarkıda geliveriyor aklıma .Her sigaranın her dublenin başında da sonundada o giriyor hayallerime başka kimseye yer vermiyor. Aklıma geldiği kadar rüyalarıma gelse keşke . En azından orda mutlu olabiliyoruz...
24 Haziran 2015 Çarşamba
Her başlangıç bir sonmuş sevdiğim...
Bundan yaklaşık on iki sene önceydi.Dördüncü sınıfa gidiyorduk o zamanlar. Çocuktuk , hiçbirşeyin farkında değildik o zamana kadar gelip geçiciydi herşey. Nerden bilebilirdim ki benim acı kaderimin o zaman başlayacağını...
Çanakkale ye gezi düzenlenicekti hevesliydik. Ailelerden izinler alındı hazırlıklar yapıldı toplanmıştık otobüsün etrafında herkes bindi otobüse yavaşça harekete başladık çanakkaleye doğru. O güne kadar otobüsteki herkes sıradan arkadaşımdı . Sabaha doğru çanakkaleye varmıştık ve gezi ufaktan başlamıştı. Babamdan aldığım bir fotoğraf makinesi vardı şerit filmli . Gün içerisinde fotoğraflar çekiniyorduk . Fotoğrafın içinde birisi vardı hala benim için sıradan biriydi bilseydim beni kendine bu kadar hapsedicek kişinin orda olduğunu. Bırakırdım sağı solu çekmeyi sadece ona odaklanırdım . Şehitler Abidesi , Truva Atı derken gezi bitmiş dönüş vakti gelmişti. İki otobüs le çıkmıştık yola diğer otobüs ufak bi kaza geçirdi dönüşü tek bi otobüsle gitmek zorunda kalıcaktık. Hala bilmiyordum o ufak kaza aslında benim hayatımda açacağı büyük yarayı derin bi boşluk oluşturacağını... Diğer otobüstekiler bizim otobüse nakil oldu , üçerli oturmuştuk. Ön koltuktada o vardı oda yanındakileri tanımıyodu bende. İkimizde sınıf arkadaşıydık o yüzden o arkasını döndü ve hayatım boyunca keşke hiç bitmeseydi dediğim yolculuk başladı. Geceydi dışarsı gözükmüyordu sadece o ve ben vardık sanki başka kimse yoktu otobüste. Bütün gece bursaya gelene kadar muhabbet ettik . O konuşuyordu ben dinliyordum . O konuştukça ben dahada derinlere gidiyordum . O gülüşü o gözleri aklıma kazınan ilk görüntüsü olmuştu . O geceden önce sanki tanımıyordum onu . Gözleri dolunay gibi parlıyordu gözlerimde , az önce zifiri karanlık olan yerler sanki onunla aydınlanıyordu . Hafif çekik gözleriyle öyle bir bakıyordu ki bana işaret veriyordu sanki bi daha asla unutamayacaksın dermiş gibi. Dua ediyordum hiç bitmesin diyordum bu yolculuk bütün gece o konuşsa ben dinlesem o gülse ben biraz daha aşık olsam diye. Diğerleri çoktan uyumuştu günün verdiği yorgunlukla. Ama ben daha çok enerjiyle doluyordum. Üst üste bu kadar tesadüf olamazdı . Otobüs kaza yapıcak biz üçerli oturucaktık o benim karşıma gelicekti ve bütün gece muhabbet edicektik. Sanki kaderin bana oynadığı bi oyundu bu . O gece o kadar emindim ki kendimden daha o yaşımda bu dedim ya beni ömür boyu mutlu edicek kişi bu ...
Yol bitmişti sabah oluyordu otobüs kalktığımız yere geri gelmişti indik otobüsten herkes evlerine dağılıyordu ama benim gözlerim onu arıyordu hala hiç yorulmadan , üşenmeden son bir kez daha bakayım diyordum içimden anlamıştım sanki bi daha hiçbi zaman bu kadar karşılıklı sevgi içinde ona bakamayacağımı.
İşte ben o gezi için izin alamamış olsaydım , otobüs kaza yapmamış olsaydı , önlü arkalı koltuklara denk gelmemiş olsaydık belki hiç ona bu kadar tutulmucaktım . İşte benim onunla gerçekten mutlu olduğum en son gün o gündü. Bi daha hiç bir zaman o kadar samimi olamadık . Benim mutluluğumun sonu o gün başlamıştı. Gözlerimin sadece onu aradığı kulaklarımın sadece onu duymak istediği , sürekli onun etrafında olmak isteyişimin başlangıcı ama onunla birlikte mutlu olduğumuzun son günü bu geziden dönüşte oldu . Belki hatırlamıyordur bile bu yaşananları benim hayatımın dönüm noktası olan o gün onun için bir iz bile bırakmamış sıradan bir geziydi belkide. Çocuksun diceksiniz 10-11 yaşındaydın diceksiniz belki ama ben sevmenin ne kadar acı birşey olduğunu o gün öğrendim...
Yol bitmişti sabah oluyordu otobüs kalktığımız yere geri gelmişti indik otobüsten herkes evlerine dağılıyordu ama benim gözlerim onu arıyordu hala hiç yorulmadan , üşenmeden son bir kez daha bakayım diyordum içimden anlamıştım sanki bi daha hiçbi zaman bu kadar karşılıklı sevgi içinde ona bakamayacağımı.
İşte ben o gezi için izin alamamış olsaydım , otobüs kaza yapmamış olsaydı , önlü arkalı koltuklara denk gelmemiş olsaydık belki hiç ona bu kadar tutulmucaktım . İşte benim onunla gerçekten mutlu olduğum en son gün o gündü. Bi daha hiç bir zaman o kadar samimi olamadık . Benim mutluluğumun sonu o gün başlamıştı. Gözlerimin sadece onu aradığı kulaklarımın sadece onu duymak istediği , sürekli onun etrafında olmak isteyişimin başlangıcı ama onunla birlikte mutlu olduğumuzun son günü bu geziden dönüşte oldu . Belki hatırlamıyordur bile bu yaşananları benim hayatımın dönüm noktası olan o gün onun için bir iz bile bırakmamış sıradan bir geziydi belkide. Çocuksun diceksiniz 10-11 yaşındaydın diceksiniz belki ama ben sevmenin ne kadar acı birşey olduğunu o gün öğrendim...
23 Haziran 2015 Salı
Gecenin karanlığında kaybolmak
Aklına geliyor her yalnızlığında her şarkıda geldiği gibi.Çıkıyorsun sokaklara ondan başka hiçbişey düşünmeden .İnsanlar , arabalar geçiyor etrafından ama farketmiyorsun bile.Sonra ayaklarım her zamanki yere götürüyor bedenimi . Eskiden hergün gittiğin sokağa , eski evine. Aklına geliyor ister istemez yaşanmışlıklar. Yakıyorsun sigaranı başlıyorsun düşünmeye...
Okuldan çıktıktan sonra hergün en az iki kere gittiğim o sokak. Belki cama çıkar yada annesi bakkala gönderirde bir kere daha görürüm diye. Halbuki okulda aynı sınıfta olduğum halde yetmiyor. Günün 24 saati geçse karşına otursa yorgunluktan uyuyana kadar izlerdim onu . Evinin karşındaki arsanın arkasında başlıyordum beklemeye . Ben onu göreyimde o beni görmesin diye saklanıyordum . Kimi zaman çıkıyordu o cama . Çocukluk işte öyle bi mutlu oluyordum ki başka hiçbişeyden bu kadar haz almıyordum. O gülüşü , saçları , hafif çekik gözleri . Öyle bi kazanmış ki aklıma aradan yıllar geçtiği halde denk geliyorsun bi yerde görüyorsun yıllar hiçbirşeyi değiştirmemiş içimde yine o his , o mutluluk hiç azalmıyor her geçen yılda onun evden uçup başkasıyla evlenmesine yaklaştıkça dahada artıyor.
Bir sigara daha yakıyorsun o çocukluğunun geçtiği sokakta yine o arsanın köşesinde o eve bakıyorsun boş boş . Ne zaman yolum düşse geçsem o sokaktan sürekli tekrarlanıyor bu anılar. Sanki hala o evde yaşıyorda birazdan ekmek almak için evden çıkıcak diye bekliyorsun bi an.
Sonra kendime geliyorum .Yüzümde hafif bir tebessüm oluşuyor gözümde bir damla yaş beliriyor. Gözümde biriken her damla yaş damlaya damlaya büyütüyor bu sevdayı. Göl oluyor baraj oluyor yüreğimde. Ama biliyorum ki bir gün olucak onun hayatına birisi giricek sonsuza dek alıcak onu içimden . Açıcak barajın kapaklarını yavaş yavaş tükenicek içimdeki sonu yok dediğim bu sevda yada beni tüketicek ...
Okuldan çıktıktan sonra hergün en az iki kere gittiğim o sokak. Belki cama çıkar yada annesi bakkala gönderirde bir kere daha görürüm diye. Halbuki okulda aynı sınıfta olduğum halde yetmiyor. Günün 24 saati geçse karşına otursa yorgunluktan uyuyana kadar izlerdim onu . Evinin karşındaki arsanın arkasında başlıyordum beklemeye . Ben onu göreyimde o beni görmesin diye saklanıyordum . Kimi zaman çıkıyordu o cama . Çocukluk işte öyle bi mutlu oluyordum ki başka hiçbişeyden bu kadar haz almıyordum. O gülüşü , saçları , hafif çekik gözleri . Öyle bi kazanmış ki aklıma aradan yıllar geçtiği halde denk geliyorsun bi yerde görüyorsun yıllar hiçbirşeyi değiştirmemiş içimde yine o his , o mutluluk hiç azalmıyor her geçen yılda onun evden uçup başkasıyla evlenmesine yaklaştıkça dahada artıyor.
Bir sigara daha yakıyorsun o çocukluğunun geçtiği sokakta yine o arsanın köşesinde o eve bakıyorsun boş boş . Ne zaman yolum düşse geçsem o sokaktan sürekli tekrarlanıyor bu anılar. Sanki hala o evde yaşıyorda birazdan ekmek almak için evden çıkıcak diye bekliyorsun bi an.
Sonra kendime geliyorum .Yüzümde hafif bir tebessüm oluşuyor gözümde bir damla yaş beliriyor. Gözümde biriken her damla yaş damlaya damlaya büyütüyor bu sevdayı. Göl oluyor baraj oluyor yüreğimde. Ama biliyorum ki bir gün olucak onun hayatına birisi giricek sonsuza dek alıcak onu içimden . Açıcak barajın kapaklarını yavaş yavaş tükenicek içimdeki sonu yok dediğim bu sevda yada beni tüketicek ...
Sanki o varda sen yoksun
Öyle bir zaman gelir ki kendini var la yok arasında biyerlerde kaybedersin. Kendi tarafından bakarsın olaylara dersin ki kendi kendine onu dünyadaki en çok seven kişi benim , en çok değer veren , sanki onu ilk keşfedenmiş gibi görürsün kendini. Sonra birde onun gözüyle bakarsın kendine varlığında yokluğunda aynı . Onun için hiçbirşeyi değiştirmiyor. Belki seni çok uzun zamandır tanıyor ama onun gözünde sokaktaki diğer i nsanlardan hiçbir farkın yok .
İşte o zaman soruyorsun kendine ister istemez. '' Neden '' diye. Neden ben bu kadar çok severken onun seni umursamamasını. Aşkının sevginin boyutunu ona anlatmaya çalışırken '' üfff '' diye cevap vermesinin nedenini sorarsın kendine. Onu bu kadar çok sevmeme neden olan şey ney diye.
İşte o zaman başka bir soru çıkar ortaya . Sorarsın kendine '' Neden unutamıyorum '' diye. Belkide bizim onda aşık olduğumuz şey onun bizi sevmesi değilde bizi sevme ihtimali . Belkide cevabını bile bile sorduğumuz soruların cevaplarını seviyoruzdur. Onla olmayı değilde onsuzluğu seviyoruz.
Yani kısacası senin için hayattaki en önemli kişi bile olabilir ama sen onun için bir hiçsin. Sanki her yerde her anıda her mazide onu bulursunda kendini konduramazsın yanına...
İşte o zaman soruyorsun kendine ister istemez. '' Neden '' diye. Neden ben bu kadar çok severken onun seni umursamamasını. Aşkının sevginin boyutunu ona anlatmaya çalışırken '' üfff '' diye cevap vermesinin nedenini sorarsın kendine. Onu bu kadar çok sevmeme neden olan şey ney diye.
İşte o zaman başka bir soru çıkar ortaya . Sorarsın kendine '' Neden unutamıyorum '' diye. Belkide bizim onda aşık olduğumuz şey onun bizi sevmesi değilde bizi sevme ihtimali . Belkide cevabını bile bile sorduğumuz soruların cevaplarını seviyoruzdur. Onla olmayı değilde onsuzluğu seviyoruz.
Yani kısacası senin için hayattaki en önemli kişi bile olabilir ama sen onun için bir hiçsin. Sanki her yerde her anıda her mazide onu bulursunda kendini konduramazsın yanına...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)